Bu yazı dizisinde bir araştırma sırasında ihtiyaç duyulan verilerin toplanması sırasında yararlanılan tekniklere değinilecektir. İlk olarak veri toplama teknikleri arasında bizim için ilk sıralarda gelen "Gözlem" tekniğine yer verilecektir.

Yazı dizimizin diğer bölümleri ilerleyen günlerde sitemizde yer alacaktır.

Bu yazıya referans vermek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

http://www.antropoloji.net/index.php?option=com_content&view=article&id=168:veri-toplama-teknikleri-gozlem&catid=81&Itemid=476

Referans verme konusunda gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. 
Editör - H. Murat BABADALI

GÖZLEM

Türk Dil Kurumu’nun resmi web sayfasında gözlem kavramına;
 “1.Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede.
 2.İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede.
 3.Felsefe: Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem.
 4.Edebiyat:Bir yazı veya eseri yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi.
 5.Astronomi:Bir gök cismini veya olayını çıplak gözle veya bir araç yardımıyla izleyerek görülen değerleri tespit etme işlemi, rasat.” açıklamaları ile yer verilmiştir.

 Gözlemle ilgili yapılan farklı tanımalar bulunmasına rağmen bunların ortak bir zeminde çakıştığını görüyoruz. 

 Gözlem, kendiliğinden oluşan veya bilinçli olarak hazırlanan olayları ortaya çıktıkları sırada sistematik ve amaçlı bir biçimde incelemektir. Bir başka anlamda gözlem araştırmacının gerçek hayatı içinde, bireylerin davranışlarını, olayları bir plan dahilinde gözlemesi, izlemesi ve kaydetmesi işlemidir.

 Bu tekniğin kullanılması doğa ile uğraşan bilim adamlarında görülür. Örneğin, tabiatta bitki türleriyle, kuşlar ve hayvanların yaşamlarını inceleyen bilim adamları, gözlem tekniği ile veri toplamaya öncelik verirler. Laboratuar deneylerine dayalı araştırmalarda elde edilen verilerin hemen hemen hepsi gözlem tekniğine dayanır. Toplumsal bilimlerde, bazı sorunlar nedeniyle gözlem tekniğiyle veri toplamaya pek sık rastlanmaz.

Toplumsal bilimlerde gözlem tekniği ile veri toplama iki şekilde yapılmaktadır:
1. Basit Yoğun Gözlem
2. Sistematik Yoğun Gözlem
Şimdi bu gözlem türlerine ve özelliklerine geçmek istiyoruz.

1. Basit Yoğun Gözlem Tekniği:
 Bu tür gözlem tekniğinde toplum ve toplumsal olaylar basit olarak, herhangi bir sistemleştirmeye başvurmadan, olay ve olgular olduğu gibi gözlenir. Toplumsal olayların ortaya çıkması rastlantıya bağlıdır.  Küçük topluluklarda veya kurumlarda yapılan monografik çalışmalarda veri toplamak için basit yoğun gözlem tekniği kullanılır. Örneğin, Samoa Adaları’nda Margaret Mead tarafından yerli halk üzerine yapılan antropolojik araştırmalarda basit yoğun gözlem tekniği kullanılıştır. 

 Ülkemizde basit yoğun gözlem tekniğine dayalı verilerle yapılan araştırmalara örnek olarak; İbrahim Yasa’nın Sindel Köyü Araştırması, Mübeccel Kıray’ın Ereğli Araştırması bu noktada incelemeye değer araştırmalardır.

Basit yoğun gözlem tekniği ile veri toplama konusu da kendi içerisinde iki alt başlık halinde incelenmektedir:
1. Katılımlı Yoğun Gözlem
2. Katılımsız Yoğun Gözlem

1.1 Katılımlı Yoğun Gözlem:
 Araştırma yapan kişinin kimliğini gizleyerek, toplumun bir üyesi gibi onlarla yani yaşam koşulları içinde araştırdığı kümedeki bireyleri ve onların problemlerini gözleyerek not almasıdır.

 Bu yöntemde katılımcı, müşahit, hem süje hem objedir. Yani hem müşahade edendir hem de müşahade edilen “şey” de bir unsurdur. Gözlemci olayları incelerken, aynı zamanda onların kendi şuurundaki etkilerine bakar.
 Bu teknik, bazı çevrelerde, “nitel araştırma yöntemi” ya da “etnografik araştırma tekniği” olarak da adlandırılmaktadır.

Katılarak gözlem tekniğine başvurma ihtiyacının doğuşunu son derece hareketlilik içindeki toplumsal olay ve olguları laboratuara sokma, denetleme, test etme ve tekrarlamanın sınırlı hatta imkansız olmasında, dolayısıyla bunları yerinde izleme zorunluluğunun bulunmasında aramak mümkündür. Doğal olay ve olgular içinse durum çok farklıdır. Alana çıktığımızda laboratuar eksikliğimizi giderebilir, katılarak bir dereceye kadar denetleme imkanı sağlayabilir ve gözleyerek objektif gerçeğe yaklaşabiliriz.

Gözlemci bu yöntemde katıldığı topluluğun değerleri kendi değeri gibiymişçesine davranmak ve saygılı olmak durumundadır. Zaman zaman elde olmayarak yapılabilecek hataların bağışlandığını görerek hoşgörüye sığınmak ta doğru olmayacaktır. Çünkü hoşgörünün sınırının ne zaman ve nerede biteceğini kestirmek mümkün değildir. Gözlemci her türlü kayıt aracını hünerle kullanabilmeli ve bunların araştırma sırasında sadece birer araç olduğunu unutmamalıdır. Aksi takdirde gözlemci davranış bilgilerini fotografla tespit edeceğim diye adını “fotografçıya” veya her şeyi yazacağım diye de adını “yazıcıya” çıkartabilir. Gözlemcinin katıldığı topluluğa elinden gelen bireysel yardımda bulunması elbette uygun olur. Ancak bu eylemini de sınırlayıp, kendisinin bir yardım meleği olarak algılanmasına izin vermemesi gerekir.

Katılımlı gözlem genellikle bilgi edinmenin güç olduğu durumlarda kullanılır. Antropologlar katılımlı gözlem yöntemine daha çok başvurmaktadırlar. Bronislaw Malinowski Trobriand Adaları araştırmalarında yerlilerle yıllarca iç içe yaşamıştır. Yaptığı çalışmalar bu yöntemin başarılı bir örneğidir.

Bir grupla fikri ve hissi bağları olan bir araştırmacı, bu grupla ilgili bir araştırmayı yaparken kendini katılımcı farz ederek objektif davranabileceğini sanması çok defa araştırmanın sağlığını tehlikeye düşürür. Çünkü böyle bir araştırmacı bir bakıma da incelediği grubun içinde sayılabilir.

Herhangi bir grubun kültürü veya o gruba ait sosyal olguyu incelemek isteyen bir sosyal araştırmacı; hem grubun içine girerek, bu olguyu veya onun yer aldığı kültürü gözlemlemeyi hem de grup üyelerinin düşünce yapılarını analiz etmeyi amaçlayan bir yöntem uygulamaktadır. İdeal olan, araştırıcının grup üyesi gibi davranması, onun bir gözlemci olduğunun anlaşılmamasıdır. Fakat bununla birlikte yine araştırma yaptığını açıklamadan grup üyelerinin normal davranışlarını bozmayacak şekilde bir rol üstlenerek araştırmasını sürdürebilir. Bu yöntem ile grubu uzaktan incelemekle elde edilemeyecek bilgilere ulaşılabilir.

Ancak her katılımlı gözlemde, araştırıcının kimliğini gizleyerek, incelediği olaya doğrudan katılması söz konusu değildir. Katılımlı gözleme başvuran incelemelerde araştırmacının olaya ya da kümeye çok değişik ölçülerde katılabileceği belirtilmelidir.

1.2 Katılımsız Yoğun Gözlem:
Katılımsız yoğun gözlemle veri toplamada, araştırmacı kimliğini saklamaz. Araştırmacı, gözleyeceği bireylere kimliğini ve özellikle de ne tür bir araştırma yaptığını, araştırma yapmasının nedenini açıkça söyler. Bu gözlem şeklinde araştırmacının olaylara bakış açısı daha geniş bir perspektif içinde olur.

 Katılımsız yoğun gözlem, katılımlı gözlemin taşıdığı, yöntemsel sakıncaların kimilerinden arınmış bir tekniktir. Katılımsız yoğun gözlemde, gözlemci, durumun gereklerine göre değişik roller almakla birlikte, ilke olarak araştırıcı kişiliğini korumakta ve olayın dışında kalmaktadır. Olay ya da grubun içine girmekten kaçınarak durumu dıştan izlemeye çalışan araştırıcı, böyle bir ölçüde gözlemlerine nesnellik, genişlik ve genellik kazandırmak olanağı bulur. Ancak yine standart bir gözlem aracı kullanmadığı ve gözlem koşullarını denetim altına almadığı için kesin ve nesnel saptamalarda bulunma gücünden yoksundur.

Araştırıcının olaya hiç katılmadığı bir gözlemde bulunmanın olanaksız denecek kadar zor olduğu belirtilmelidir. Fakat ilke olarak bir araştırıcının gözleme katılmadığı durumlarda bile belli bir ölçüde katılmanın söz konusu olduğu bilinmelidir. Ayrıca bir araştırmacının durum ya da olaya katılmamak üzere aşırı bir çaba göstermesi, bir ölçüde yabancılaşmasına, gözlemin kendiliğinden ve doğal olmaktan çıkmasına yol açabilir. Üstelik araştırmacının gözleme az çok katılmasının gerektiği durumlarda vardır. Özellikle deneysel değişkenin gözlemci tarafından hazırlandığı durumlarda, değişkenin sürekliliğini sağlamak üzere araştırıcının gözlemde rol alması gerekir.

2. Sistematik Yoğun Gözlem:
Sistematik yoğun gözlemde, araştırmacı gözleyeceği olguyu, olayları ve davranışları, önceden hazırlanmış bir çizelge üzerinde işaretlerse bu tür gözlem yapmaya “sistematik yoğun gözlem” denir. Bunun için araştırmacı pilot bir çalışma ile olguları, olayları ve davranışları nerede, ne zaman ve nasıl gözlemleyeceğini önceden belirler. Sistematik gözlem tekniği ile veri toplama, basit gözlem tekniği ile veri toplamadaki sakıncaları bir ölçüde ortadan kaldırabilir.

Bu gözlem, ilkece katılımsız bir gözlem olduğu gibi, araştırıcının standartlaştırıcı teknikler kullanarak bilgi sağlama yollarını denetim altında bulundurması anlamına gelmektedir. Toplum bilimlerinde bu tür gözlemin ilk örneği F. Le Play’in Avrupa İşçileri Monografisi’dir. Bir maden mühendisi olan Le Play, fizik bilimlerinin gözlem tekniklerinden esinlenerek maden işçilerinin aile monografilerini yaparken, gözlemlerini standartlaştırmak amacıyla her monografide bilgi alacağı konuların genel maddeler halinde çerçevesini çizmeye çalışmıştır.

Bu gözlem şeklinde bir anlamda denetim sağlanmaktadır. Denetim araçları gözlemlerin kesinlik ve inceliğini arttırdığı gibi onlara başka araştırıcılar tarafından yinelenme özelliği yani nesnellik kazandırır.

Gözlem Tekniğinin Kuvvetli ve Zayıf Yönleri:

Gözlem tekniğinin en kuvvetli yönü, gözlemde, doğal belirtilerin gözlenmesiyle, daha yansız veri toplama olanağının bulunmasıdır. Özellikle toplumbilimlerinde, bireylerden, kendi davranışlarına ilişkin yansız verilerin, soruşturma ile toplama olanağı çok sınırlıdır. Çoğu kez, bireyler oldukları gibi değil, görünmek istedikleri gibi rapor ederler.
 
Gözlemin, uzun süre para ve iyi yetişmiş gözlemcileri gerektirmesi nedeniyle pahalı bir veri toplama tekniği oluşu, onun uygulama olanağı bakımından en zayıf yönünü oluşturur. Özellikle toplumbilimlerinde gözlenen davranışların ayrı bir yorum gerektirmesi, bu davranışlarla ondan çıkartılan anlamların her zaman aynı olmayışı da gözlemin öteki olası güçsüzlüğüdür.

KAYNAKÇA

ARSEVEN A. Doğan; Alan Araştırma Yöntemi, Ankara: Gül Yayınevi, 1993.
BALOĞLU Burhan; Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemi, İstanbul, Der Yayınevi, 1997.
KARASAR Niyazi; Bilimsel Araştırma Yönetmi, 13. Baskı, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2004.
SENCER Muzaffer ve Yakut IRMAK; Toplumbilimlerinde Yöntem, 2. Baskı, İstanbul, Say Kitap Pazarlama, 1984.
SERPER Özer ve Necmi  GÜRSAKAL, Araştırma Yöntemleri, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1989.

Türk Dil Kurumu Resmi Web Sitesihttp://www.tdk.org.tr/TDKSOZLUK/SOZBUL.ASP?kelime=g%F6zlem , (1 Aralık 2004)

Positive SSL