Beslenme Antropolojisi, beslenme ile antropoloji bilimlerinin ara yüzeyinde yer alır.

Toplumların beslenme durumları ile sosyal ve biyolojik etkenlerin etkileşimlerini inceleyen bir daldır.

İnsanlığın beslenme tarihine bakıldığında avcı toplayıcı evreden sonra giderek artan tarım toplumlarında tahılgillerde üç büyük gıda kuşağı görülmektedir. Orta Doğu’da buğday, Asya’da pirinç, Amerika kıtasında mısır. Bu üç tahıl yeryüzünde coğrafi olarak farklı ağırlıklarda dağılmıştır. Endüstri sonrası küreselleşme döneminde tüm malların yeryüzünde fazla dolaşması sonucu gıdalar da sadece üretildikleri bölgelerde değil ulaştıkları her noktada tüketilmeye başlanmıştır. Beslenme antropolojisi insanlarla gıdanın ve toplumların beslenme alışkanlıklarının çok yönlü incelenmesini konu edinmiştir.

Bu yazı, alan araştırması deneyimlerine odaklanan derleme kitabı Etnografik Hikâyeler: Türkiye’de Alan Araştırması Deneyimleri’nin (Harmanşah ve Nahya, 2016) ortaya çıkışı ve bir sene içerisinde yaşadığı serüvenin hikayesidir.

İnsan, biyolojik ve kültürel gelişme sürecinde, taş çağından tarım devrimine kadar, dört önemli dönüm noktası geçirmiştir.

Hacettepe Üniversitesi "Tıp ve Sağlık Bilimleri Bilim Kurulu" tarafından düzenlenen "5. Disiplinlerarası Beyin Fırtınası Toplantısı"nda (27 Şubat 2018) genetik ve hastalıklar, DNA/antik DNA (aDNA) konularındaki sunumlara yer verildi.

İnsanlık tarihini araştıran disiplinlerarası Antropoloji bilimi için fosillerin önemi büyüktür. Fosiller dünyanın oluşumundan bu yana yaşamış olan (binlerce, milyonlarca hatta milyarlarca yıl öncesinden); tek hücreli – çok hücreli, makro-mikro, bitki-hayvan, denizel-karasal, insan hayvan gibi her türlü organizmaya ait taşlaşmış kalıntılardır.

Positive SSL