Sosyal bilimlerin çok kısa bir tarihi, fakat çok uzun bir geçmişi vardır. Uzun geçmiş derken kastedilen yüzyıllar süren felsefi spekülasyonlarla dolu devre, kısa tarihi denildiği zaman da bilimsel araştırmaların özellikle amprik çalışmaların başladığı ve günümüze kadar olan devredir.

(Bu yazıya referans vermek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz. Referans verme konusunda gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.

http://www.antropoloji.net/index.php?option=com_content&view=article&id=375:sosyal-bilimler-ve-etik&catid=81&Itemid=476)

H. Murat BABADALI 

Sosyal bilimler çok geniş bir ailedir. Tarih, biyoloji ve sosyoloji; etnoloji, fiziksel ve sosyal antropoloji; arkeoloji, psikoloji ve ekonomi; ekoloji, eğitim ve linguistik, politika, teoloji ve insan felsefesi bu ailenin tümünü değilse bile ana veya alt dallarını teşkil etmektedir. Her bilim ve bilgi, en az o bilimi yapan açısından insanla ilgili olduğu halde; insana ait her bilginin bilimsel olduğu söylenemez. Bazen sorular geçerli değildir bazen de cevaplar doğru değildir.

Her toplum her safhada bilimin bütün kollarında hangi konuların merkezde bulunacağını, hangi konuların ikinci plana çekileceğini tayin eder. Toplumla bilim karşılıklı olarak etkileşmektedir. Fakat genellikle toplumun bilgiyi sınırladığı kolaylıkla görülebilir. Sosyal bilimler bu karşılıklı etkileşmenin çok açık görüldüğü bilim kollarından biridir.

Toplumsal bilimler, toplumsal olay ve toplumsal varlıklarla ilgilenir. Bu olay ve varlıkların ortak noktalarını, doğuş, işleyiş ve yok oluşlarındaki mekanizmaları, ilkeleri ve düzenlilikleri bulmaya çalışır. Toplumsal olay ve varlıklar insanların bir araya gelmeleriyle meydana çıkar. Toplum, kültür, yapı, ilişki, etkileşim gibi varlık ve süreçler hep bu biraraya gelmenin sonucunda ortaya çıkmıştır. Toplumsal bilimlerin konusu böylece, bir arada yaşayan insanlar olmaktadır.

Toplumsal bilimler toplum, toplumun ortaya çıkışı işleyişi, değişmesi gibi konuları inceler. Toplumsal bilimler bu konuda yaptıkları araştırmalar sonunda bazı kanunlara ulaşmaya çalışırlar. Bunların bilinmesi, insanoğlunun toplumsal çevresini daha iyi anlamasına ve onu, aynen doğal çevreye yaptığı gibi denetim altına almasına yol açar. Bu arada toplumsal gerçeğin farklı yönlerini inceleyen farklı disiplinler gelişmiştir. Fakat bütün bu disiplinlerin bilgisi zaman zaman birleştirilmek zorundadır. Çünkü toplumsal gerçek bir bütündür.

Sosyal bilimlerle etiğin ilişkisinin geçmişi ise 19. yüzyılın ortalarına kadar gitmektedir. Ama bu ilişki 20. yüzyılın başlarında belli bir tanıma oturtulmuş ve 60-70 yıl pek tartışılmamışken, son 10-15 yıldır bu etik problemi adım adım gündemin üst sıralarına yükseliyor. Max Weber öncesine uzanan bir etik ve sosyal bilim ayrılmışlığı söz konusudur. Son yıllarda bu ayrışmanın ne ölçüde hakiki olduğu sorgulanmaktadır. Etiksiz sosyal bilimler olamayacağına ilişkin görüşler çoğalmaktadır.

Güvenilir ve geçerli bir araştırmaya imza atmak için bütün sosyal bilimcilerin söylediği gibi objektif olmak gerekir. Objektif olurken de sahip olunan değerlerin dışında hareket edebilmek gerekir. Yani sosyal bilimciler sahip olduğu değerleri araştırmaya yansıtmamalıdır.

Bütün sosyal araştırmaların etiksel değerleri kapsaması gerekir. Çünkü bu araştırmalar sırasında kişisel bilgiler de toplanmaktadır. Sosyal bilimler literatürü gerçekten önemli iki etiksel davranış kalıbını içerir. Bunlar etiksel kodlar ve profesyonel araştırma kalıplarıdır.

Sosyal bilimlerdeki en eski kod 1953 kodudur. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) üyelerinin 1948''de başlattıkları bir araştırma sonunda 1000''in üzerinde örnek olay araştırmasına dayanarak, araştırma, öğretim ve profesyonel uygulamalarla ilgili bu kod geliştirilmiştir. Görüldüğü gibi APA''nın 1953 kodu akademik yaşamın hemen tümünü kapsamıştır. Benzer şekilde Amerikan Sosyoloji Derneği de 1969''da formal bir etik kodunu kabul etmiştir. Bu kod, insan deneklerle araştırma yapmayı içermekte olup sosyal bilimlerde bir standart olarak kabul edilmiştir.

İnsan Hakları Uluslararası Deklarasyonu ile 1964 Helsinki Deklarasyonu Sosyal araştırmalar için bazı etik ilkeler sunmuş bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:

1.  Etik sorumluluk bireysel araştırmacıya aittir,
2. Araştırmaya katılanlar, bu arada öğrenciler, kişisel çıkarlar için ruhsal çöküntüye itilmemelidir,
3.  Araştırmaya katılanlar için bilgiye dayalı onay önerilir, ya da gereklidir,
4.  Özel yaşama gizlilik ve anonimlik garantisi verilmelidir,
5.  Denekler zorlanmamalı, ya da aşağılanmamalıdır.
6.  Gerekli ise katılanlar aldatılmalı, bu yapıldığında da arkasından durum onlara açıklanmalıdır,
7.  Konuya (probleme) uygun bir araştırma yöntemi benimsenmelidir,
8.  Katılanlara uygun gelmeyen sonuçlar araştırmadan çıkarılmalıdır,
9.  Araştırmayı destekleyen kişi ya da kurum (sponsor) tanımlanmalıdır,
10. Kooperatif  araştırma  yapıldığında  dost  ülkelerle  işbirliğine gidilmelidir,
11. Araştırma deseninin bulgularla ilgili ayrıntıları serbest bırakılmalıdır,
12. Bulguların tüm yorumları verilerle tutarlı olmalıdır,
13. En yüksek yöntemsel standartlar kullanılmalı ve doğruluk için çabalanmalıdır,
14. Gizli araştırma yürütülmemelidir,
15. Araştırmanın istenmeyen yan etkileri tahmin edilmeli ve bunlar bulguların yayınlanmasında göz önünde bulundurulmalıdır.

1960 ya da 1970''lerde kurulan profesyonel sosyal bilim derneklerinin etik kodları da bunlara benzer. Bu türden derneklerin etik kodlarını inceleyen ve olası ihlalleri soruşturan komiteleri vardır; ne var ki bu kodların katı uygulanmasının olduğu söylenemez. Genelde yasa çiğnenmemişse cezalandırma deşifre etme şeklinde olur. Belki deşifre edilmenin bazı işe ilişkin olumsuz sonuçlan olabilir: İşten atılma gibi, fon isteğinin reddi gibi. Profesyonel bir dernek olarak A.P.A. 1981''de araştırma yapma ile ilgili 10 ilke yayınlamıştır. Bunlar şöyledir:

1. Bir çalışmayı planlamada araştırmacının, araştırmasının etiksel kabulünü dikkatlice değerlendirme sorumluluğu vardır,
2. Planlı bir çalışmada bir katılımcının riske, ya da en az riske konu  olup    olmayacağının tanınmış standartlara    göre düşünülmesi, araştırmacının temel etiksel ilgisidir,
3. Araştırmacı, araştırmasında daima etiksel uygulamayı güvenceye alma sorumluluğunu üzerinde taşır,
4. Minimum düzeyde riske neden olan araştırmalar hariç, araştırmacı katılanlarla, araştırmaya katılmaları öncesinde açık ve adil bir anlaşma yapar. Bu   anlaşma   katılanların   ve araştırmacının zorunluluk ve sorumluluklarını açıkça göstermelidir,
5. Bir   araştırmanın   yöntemsel   gerekleri   kandırma   aldatmayı gerektirebilir.       Böyle     bir     araştırma     yapmadan     önce araştırmacının,
     a. böyle bir tekniğin kullanılmasının araştırmanın olası bilimsel,  eğitimsel ve   uygulamalı   değeri   tarafından   haklı görülüp görülemeyeceğine karar verme,
     b. aldatmayı gerektirmeyen alternatif prosedürlerin mümkün olup olmadığına karar verme,
     c. katılanlara   olabildiğince    kısa   sürede   yeterli    açıklama yapmayı güvenceye alma, sorumluluğu vardır.
6. Araştırmacı, bireyin araştırmaya katılmak ya da herhangi bir zamanda katılmaktan vazgeçme özgürlüğüne saygı gösterir,
7. Araştırmacı, katılanları fiziksel ve zihinsel rahatsızlık, zarar ve tehlikelerden  korur.   Böylesi   rahatsızlık,  zarar ve  tehlikeler araştırma prosedürlerinden doğabilir,
8. Veriler toplandıktan sonra araştırmacı katılanlara araştırmanın doğası    konusunda    bilgi    sunar   ve   doğabilecek    yanlış kavramlaştırmaları yok etmeye çaba gösterir,
9. Araştırma   prosedürleri   katılanlar  için   istenmeyen   sonuçlar doğurursa, araştırmacının bunları keşfetme ve yok etme, ya da bu sonuçları düzeltme sorumluluğu vardır,
10. Bir araştırma sırasında bir katılımcı ile ilgili elde edilen bilgi, önceden kabul edilmiş olmadıkça gizlidir.

Kaynakça 

AKKAYAN, Taylan. Osmaneli. Birinci Basım. İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi, 1990.

BALCI, Ali. Sosyal Bilimlerde Araştırma. Üçüncü Baskı. Ankara: Pegem A Yayınevi, 2001.

GÜVENÇ, Bozkurt. İnsan ve Kültür. Altıncı Basım. İstanbul: Remzi Kitabevi A.Ş., 1994.

KENTEL, Ferhat. “Sosyal Bilimlerle Etiğin İlişkisi Ne Noktada?” Teorinin Aynasından Görünen Pratik: Sosyal Bilimler, Zeynep ÖGEL (drl.), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1995.

KIRAY, Mübeccel B.. “Sosyal Değişme ve Sosyal Bilimler”, Türkiye’de Sosyal Araştırmaların Gelişmesi. Birinci Basım.  Ankara: H.Ü. Yayınları, 1971.

KONGAR, Emre. Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği. Altıncı Basım. İstanbul: Remzi Kitabevi A.Ş., 1996.

PUNCH, Keith F.. Introduction to Social Research. First Published. London:SAGE Publication Ltd.,1998.

Positive SSL