Bir nevi asalak olarak nitelenebilecek Koronavirüs konak ve taşıyıcı organizma olarak bizlerin vücudunu kullanıyor. Görüldüğü ilk vakadan itibaren insanların yakın temasının, kalabalık ortamların neden zararlı olduğunun sebebi aslında bu noktada yatıyor.

Gelgelelim Covid19'un durumunu insanlara anlatamadık. Elle tutulamayan, gözle görülemeyen, duyulamayan, kokusu olmayan, tadı dahi bulunmayan ve mikroskobik düzeyde olduğu için hiç bir şekilde düşünsel düzeyde canlandıramadığımız bu virüsü insanlar tehdit olarak algılayamadı.

Ne vakit televizyonlarda, sosyal medyada hastalanan kişilerin, hastanelerin ve sıra sıra bekleyen cenazelerin/seyyar morgların görüntüsü düşmeye başladı o zaman bazılarımızın hayatta kalma güdüsü devreye girdi. Ama iş işten geçmişti ve Coronavirus geometrik şekilde yayıldı.

"Evde Kal" diyerek önce 65+ ardından -20 yaş grubunu sokaklardan uzak tutmayı gecikmeli de olsa sağladık. Nüfusumuza bakınca belli bir yaş grubunun salgın vb. durumu daha önce yaşmadığını söyleyebiliriz. Koronavirüs'ün sebeb olduğu salgını ve bugün ki durumu onlara anlatamadık.

Bugün sağlık sisteminin dünya çapındaki bir salgında zincirleme şekilde ortaya çıkacak yükü taşıyamayacağını anlatabilmek en önemlisiydi ama o noktayı şu an geçtik bile, global sağlık sistemi ve mevcut uygarlığımız şu sarsıntı geçiriyor.

Gündelik yaşamdaki pratik veya ritüellerimizi sanki hiç kesintiye uğramayacak şekilde sürdürürken aniden ortaya çıkan Covid19 salgını aniden kendimizi, mevcut yaşam tarzımızı ve dev aynasındaki insanı görmemizi sağladı. Yerlere göklere sığdıramadığımız medeniyetimiz sınanıyordu.

Şehirlerin ortaya çıkışı ve çekim merkezi olması tarihimizin dönüm noktalarından biridir. Bununla beraber yaşadığımız salgın gösterdi ki şehirler onları besleyen lojistik kanallar tıkandığı vakit yoğun bakıma giriyor. Yiyecek ikmali, hijyen odaklı su tüketiminin önemi artıyor.

Şehir dışındaki alanlarda Koronavirüs kaynaklı üretimin daralması, temiz su kaynaklarının azalması, enerji kaynağı sorunu ve olası bir global kıtlık halinde yaşanacakları gelecek nesiller acaba nasıl anlatacak ve aktaracak hiç düşündünüz mü?

Kızılderili Şefi Seattle "...Beyaz Adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak" dediğinde kadim kolletif bilgiyi en saf ve anlaşılır şekilde ifade etmişti. Şu an insanlığın geldiği nokta bir kırılmayı ifade ediyor. Coronavirus bize bir seçim yapmayı zorunlu kıldıracak.

İnsanlığın, varolduğu doğadaki özgürlüğünün sınırı, sahip olma ve aidiyet kavramlarının durumu, ahlaki değerlerin özüne ne kadar bağlı olduğumuzun sorgulanması bir yana medeniyetimizin Koronavirüs salgını sonrasında nasıl bir sıçrama yaşayacağını düşüneceğimiz günler de gelecek.

Salgın sonrasında global para ve ticaret sisteminde beklenen değişiklikler, her türlü tehditi ve bunun yayılmasını önleme amaçlı gözetim evresine geçişin neresinde olduğumuz ile ortaya çıkacak sosyal ve biyolojik adaptasyon/mikro evrim süreci bizi hayli düşündürecek.

#covid19 #coronavirus #koronavirüs #global #salgın #pandemi #evdekal #lojistik #yoğunbakım #hijyen #su #kıtlık #5g #gözetimevresi #biyolojik #adaptasyon #mikroevrim

Positive SSL